Eklampsi nedir? Eklampsi Nöbetlerinin Belirtileri ve Sonrası Gelişen Durumlar Neler?

Eklampsi nöbetleri, genellikle preeklampsi belirtileri olan yüksek tansiyon, baş ağrısı, görme bulanıklığı ve karın ağrısı gibi şikâyetlerden sonra ortaya çıkar. Diğer belirtiler şunlardır: Bilinç kaybı. Vücutta sertlik ve kasılmalar. Gözlerin yukarı kayması. Dilini ısırma. İdrar veya dışkı kaçırma.

PROF. DR. FEHMİ KATIRCIOĞLU

Eklampsi, genellikle gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) olan kadınlarda görülen ve nöbetlere neden olan ciddi bir durumdur. Preeklampsi, yüksek tansiyon ve idrarda protein bulunması ile karakterizedir. Eklampsi ise, preeklampsinin kontrol altına alınamaması durumunda ortaya çıkar ve beyin fonksiyonlarını etkileyerek nöbetlere yol açar.

Eklampsinin en belirgin belirtisi nöbetlerdir. Nöbetler, vücutta kontrolsüz kasılmalara ve bilinç kaybına neden olur. Eklampsi nöbetleri, genellikle preeklampsi belirtileri olan yüksek tansiyon, baş ağrısı, görme bulanıklığı ve karın ağrısı gibi şikâyetlerden sonra ortaya çıkar. Diğer belirtiler şunlardır: Bilinç kaybı. Vücutta sertlik ve kasılmalar. Gözlerin yukarı kayması. Dilini ısırma. İdrar veya dışkı kaçırma. Nöbet sonrası uyku hali ve kafa karışıklığı. Eklampsi, önlenebilir bir durumdur. Gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) olan kadınlarda eklampsi gelişimini önlemek için alınabilecek önlemler şunlardır:

ERKEN TEŞHİS VE MÜDAHALE

Preeklampsinin Erken Tanısı ve Tedavisi: Preeklampsi belirtileri gösteren gebeler yakından izlenmeli ve gerekli tedaviler uygulanmalıdır.

Magnezyum Sülfat Kullanımı: Preeklampsi olan kadınlarda eklampsi nöbetlerini önlemek için magnezyum sülfat verilebilir.

Yüksek Tansiyonun Kontrol Altında Tutulması: Tansiyon ilaçları ile yüksek tansiyon düşürülebilir.

Yatak İstirahatı: Preeklampsi olan gebelerde yatak istirahatı önerilebilir.

Stres Yönetimi: Stres, preeklampsi ve eklampsi riskini artırabilir. Stres yönetimi tekniklerinin uygulanması faydalı olabilir. Eklampsi, genellikle gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) yaşayan kadınlarda görülür. Preeklampsi riski taşıyan kadınlarda eklampsi riski de daha yüksektir. Bu risk faktörleri arasında ilk gebelik, çoklu gebelik, 35 yaşın üzerinde veya 18 yaşın altında olmak, ailede preeklampsi öyküsü, kronik hipertansiyon, diyabet, böbrek hastalığı ve obezite bulunur. Eklampsi, hem anne hem de bebek için ciddi riskler oluşturur.

Annede Görülebilecek Komplikasyonlar Şunlardır:

  • Koma.
  • Beyin hasarı.
  • Solunum yetmezliği.
  • Kalp yetmezliği.
  • Böbrek yetmezliği.
  • Karaciğer yetmezliği.
  • Görme kaybı.
  • Nadir durumlarda ölüm.

Eklampsi nöbetleri genellikle doğumdan sonra kaybolur, ancak nadiren doğum sonrası da devam edebilir ve buna “postpartum eklampsi” denir. Eklampsi geçiren bir kadının sonraki gebeliklerinde de eklampsi geliştirme riski daha yüksektir. Bu risk, önceki gebelikte eklampsinin şiddetine ve gebeliğin ne kadar erken dönemde ortaya çıktığına bağlı olarak değişir. Eklampsi nöbetleri, diğer nöbet bozukluklarına benzeyebilir. Bu nedenle, nöbetlerin nedenini belirlemek için ayrıntılı bir tıbbi değerlendirme yapılması önemlidir. Eklampsi tanısı konmadan önce, epilepsi, menenjit, beyin tümörü ve diğer nörolojik rahatsızlıklar gibi diğer olası nedenler elimine edilmelidir. Eklampsi tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar, anne sütüne geçebilir ve bebeğe zararlı olabilir. Eklampsi, gebelikte görülen ciddi bir komplikasyondur ve acil müdahale gerektirir. Ancak, preeklampsinin erken tanısı ve tedavisi ile eklampsi gelişimi önlenebilir. Gebelik takibi sırasında preeklampsi ve eklampsi riskini değerlendirmek ve gerekli önlemleri almak önemlidir.

EKLAMPSİ VE PREEKLAMPSİ: GEBELİKTE HİPERTANSİYONUN TEHLİKELİ SONUÇLARI

Eklampsi, preeklampsi tanısı olan bir kadında nöbetlerin (konvülsiyonlar) başlangıcıdır. Preeklampsi, yüksek tansiyon ve idrarda büyük miktarda protein veya diğer organ işlev bozukluğu olan bir gebelik bozukluğudur. Başlangıcı doğumdan önce, doğum sırasında veya doğumdan sonra olabilir. Çoğu zaman gebeliğin ikinci yarısında gerçekleşmektedir. Nöbetler tonik-klonik tiptedir ve tipik olarak yaklaşık bir dakika sürer. Nöbeti takiben tipik olarak bir konfüzyon veya koma dönemi bulunmaktadır. Komplikasyonları, aspirasyon pnömonisi, serebral kanama hemoraji, böbrek yetmezliği ve kalp durmasını kapsamaktadır. Preeklampsi ve eklampsi, hipertansif gebelik hastalığı olarak bilinen daha geniş bir grubun parçasıdır.

Hastalıktan korunma önerileri arasında, yüksek risk altındaki kişilerde aspirin, düşük alımlı kişilerde kalsiyum takviyesi ve ilaçlarla önceden alınan yüksek tansiyon tedavisi yer almaktadır. Hamilelik sırasında egzersiz de yararlı olabilir İntravenöz veya intramüsküler magnezyum sülfat kullanımı eklampsili hastalarda sonuçları iyileştirir ve genellikle güvenlidir. Bu, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde geçerlidir. Nefes almanın desteklenmesi gerekebilir. Diğer tedaviler arasında hidralazin gibi tansiyon ilaçları ve bebeğin vajinal yolla veya sezaryen ile acil olarak çıkarılması yer almaktadır.

Preeklampsinin doğumların yaklaşık yüzde 5’ini etkilediği, eklampsinin ise doğumların yaklaşık yüzde 1,4’ünü etkilediği tahmin edilmektedir. Gelişmiş ülkelerde, gelişmiş tıbbi bakım nedeniyle iki bin doğumda yaklaşık 1’dir. Hipertansif gebelik bozuklukları gebelikte en yaygın ölüm nedenlerinden biridir. 2015 yılında 46.900 ölümle sonuçlanmıştır. Ölüm oranı eklampsili kadınların yaklaşık yüzde biridir. Eklampsi kelimesi Yunanca yıldırım teriminden gelmektedir. Durumun bilinen ilk açıklaması MÖ 5. yüzyılda Hipokrat tarafından yapılmıştır.

Kaynak: https://daisynews6.wordpress.com/

Related Posts

Zona Virüsünün Gizli Tetikleyicileri: Stres Ve Yorgunluk

Dermatoloji Uzmanı Uzm. Dr. Makbule Dündar, zona virüsü ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Zona virüsü, ciltte ağrı ve sıvı dolu kabarcıklar oluşturarak kırmızı döküntülere neden olabiliyor. Dr. Dündar, bu…

Çocukların Severek İçtiği İçeceklerin Kan Donduran Tehlikeleri Kanıtlandı

Şeker ilave edilmiş aşırı işlenmiş gıdaların sağlığa olan zararları son dönemden düşmüyor. Özellikle şekerli gazlı içecekler “en zararlılar” listesinde başı çekiyor. Ancak geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir araştırma tehlikenin boyutlarını bütün…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir