
Market rafları sağlıklı olduğu iddia edilen ürünlerle dolup taşıyor. Ancak bu ürünler yüksek fiyatlarıyla hem cebimize hem sağlığımıza zarar veriyor.
King’s College London’da epidemiyoloji dersleri vermenin yanı sıra sağlık ve beslenme bilimine odaklı bir uygulama olan ZOE’nin kurucusu olan Prof. Dr. Tim Spector, marketlerde satılan ürünlerin ambalajlarında yer alan ve kulağa sağlıklı gelmekle birlikte tam tersi etki yapan ifadeler konusunda uyarılarda bulundu.
2011 yılında yaşadığı geçici iskemik atak sonrası beslenme araştırmalarına odaklanan Spector, atak geçirdikten sonra, “Yaşam tarzımda değiştirmem ve ne yemem gerektiğine dair kapsamlı bir araştırma yapmam gerek. Daha uzun yaşamamı sağlayacak kadar sağlıklı olmak için ne yapmam gerektiğini bulmak zorundayım” diye düşündüğünü söyledi.
1)”Az yağlı” yiyceklerde’ki katkı maddeleri
Yağı azaltılmış ürünler, moda diyetlerde çok geniş bir role sahip.Yağ, yediklerimize lezzetini ve dokusunu katan en önemli maddelerden biri. Bir besinden yağı alınca, son halinde lezzet ve kıvam kaybını önlemek için içine şeker, nişasta ya da başka bir bağlayıcı madde ilave etmek gerekiyor.Yağların yerine eklenen aşırı rafine edilmiş karbonhidratlar, sağlığımıza zarar veriyor, kalp hastalığı riskini artıyor ve metabolik sağlığımızı bozuyor.Spector, süt ürünlerindeki yağların koruyucu bir etkisi olduğunu, hastalık riskini azaltıp sağlıklı yaşlanmayı desteklediğini hatırlattı.
2)Yanıltıcı “düşük kalorili” ifadesi
Spector, “Düşük kalorili ifadesi bu ürünle oynadıklarını gösterir. Muhtemelen içinden biraz şeker eksiltmiş ve içeriğinde ne kadar şeker olduğunu gizlemek için yapay tatlandırıcılar eklemişlerdir” diye konuştu.
Spector,Tek bir değere takılı kalmaktansa tükettiğiniz yiyeceğin içindeki besin öğelerine odaklanmak daha önemlidir. Dahası araştırmalar, kalori etiketleriyle yiyeceklerin gerçek enerji değerleri arasında yüzde 20’ye varan farklar olabileceğini gösteriyor” dedi.

3)”vitamin ilaveli” , “mineral takviyeli” ürünler fayda değil zarar veriyor
Spector, “Besinler yoluyla ekstra vitamin ve mineral almak sağlığınıza faydalı gibi hissettirebilir ancak bu da işlenmiş gıdaları izlemenin bir diğer sinsi yolu” dedi.Aşırı işlenmiş gıdalar, raf ömürleri çok uzun olacak şekilde tasarlanıyor. Dahası iştah açan dokuları ve lezzetleriyle bu gıdaları yedikçe yeme isteğinizin artması amaçlanıyor. Gıdaları bu hale getirmek için yapılan işlemlerin, doğal vitamin ve minerallerin eksilmesine yol açtığını ifade eden Spector, “Yasa gereği, üreticiler bu maddeleri yerine koymak zorunda” dedi.
4) “Bağışıklığı güçlendirir” ya da “bağırsak dostu” iddiaları
İlave edilen maddelerin dozu çoğu zaman fayda sağlayamaya yetecek kadar çok olmuyor. Takviyeler dünyasında buna “peri tozu etkisi” deniyor.
“İlave lif” ifadesinin de yer aldığını, bu lif dozunun yeterli olmayabileceğini söyleyen Spector, “Gıda endüstrisi liften para kazanmıyor. Büyük bir lif lobisi de yok. Lif oldukça ucuz ve sağlıklı. Üstelik sizi kısa sürede doyuruyor. Dolayısıyla o üründen daha az tüketiyorsunuz” diye konuştu.
Kaynak:Hürriyet