
Çok sayıda yeni yeni konut ve otel yapılan Kapadokya’da doğal SİT alanları tahrip edilmekte. Mimarlar Odası Ankara Şubesi açıklama yaptı.
“Kapadokya yok ediliyor” diyen Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Derya Başyılmaz açıklamada, “Kültür Bakanlığı’nı göreve davet ediyoruz” çağrısında bulundu.
Açıklamada ise şu ifadeler yer alıyor: “Nevşehir Kapadokya’da yaşanan süreci endişeyle takip ediyoruz. Kapadokya’da peribacası oluşumlarını en iyi izleyebileceğiniz Çavuşin’de peribacalarının ortasına betonarme binalar yapılıyor. Yerel basına yansıyan haberlerde peribacalarının ortasına yapılar inşa edildiği görülüyor. Dünyada eşi benzeri olmayan bir coğrafya olan Kapadokya’da bulunan Çavuşin, dev gibi bir oyma kaya kütlesinin altına kurulmuş küçük ve en eski bir yerleşimdir. Bugün betonarme yapılaşmaya izin verilmesi anlaşılır değildir. Dünya harikası peribacalarının çok yakınına betonarme yapılar inşa ederek peribacalarımız yok ediliyor.”

Uzman şöyle devam ediyor: “Planda sanki eski yerleşim alanlarıymış gibi gösterilen ancak yapımları halen sürmekte olan yeni imarlı alanlar içine, yoğun emsallerle yaptırılan konut örnekleri dikkat çekiyor. Çavuşin’deki son örneğin yanı sıra, anayoldan görülen ve Uçhisar belde sınırları içine yapılan çok sayıda yeni konut ve benzin istasyonları, gören herkesin tepkisini çekiyor. Yargı süreci halen devam eden çevre düzeni plan iptal davası sürerken Kapadokya Alan Başkanlığı’nın inisiyatifiyle özel imar izni alabilen yatırımcılar hızla otel ve konut yapmaya devam ediyor.
Kapadokya 1985 yılında Göreme Milli Parkı, Derinkuyu Yeraltı Şehri, Kaymaklı Yeraltı Şehri, Karlık Kilisesi, Aziz Theodore Kilisesi, Karain Güvercinlikleri ve Soğanlı Arkeolojik Alanı olarak yedi bölüm halinde Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmiş ve pek çok kararla koruma altına alınmıştır. Benzersiz peyzaj değerleriyle ünlü Kapadokya’da bugüne kadar iş makineleri ile yapılanlar bir yanda kendi koruma mevzuatımıza mevcut sit kararlarına öte yanda da Avrupa Peyzaj Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlülüklerimize aykırıdır. Bu tip uygulamalar önlem alınmadan devam ederse ülke ve dünya turizminin bu benzersiz kültürel peyzaj değerlerinin bir bölümü bir daha geri gelmemecesine zarar görecektir.”